ÇAĞIMIZIN KİTAP OKUMAMA HASTALIĞI


              

                       

  Medya takip kuruluşu olan Ajans Press, televizyon izleme alışkanlıkları üzerine RTÜK’ten derlediği veri ve istatistiklerle bir araştırma gerçekleştirdi. Yapılan araştırmaya göre dünya genelinde Türkiye, günlük televizyon izleme oranlarında 330 dakika ile dünya rekoru kırdı. Ayda cep telefonu ve iletişim masraflarına 213 lira ayıran 4 kişilik bir Türk ailesi kitaba ise yılda sadece 6,5 lira ayırıyor. Türkiye’de internet kafelerin sayısı çığ gibi artarken kütüphanelerin kimse kapısını dahi açmıyor.



          Uluslararası Yayıncılar Birliği’nin 2016 verilerine göre kitap, ihtiyaç listemizde 235. sırada. Ülkemizde, geçtiğimiz yıl kişi başına düşen kitap sayısı 8.4 olurken, kitap okumaya ayırdığımız süre ortalama 1 dakika olarak açıklandı. TÜİK verilerine göre yayın sektöründe Türkiye 11. sırada. 2008’de 32 bin kitap basılırken bu sayı 2014’te 50 bini aştı. Bununla neyi anlıyoruz. Basılan kitap sayısı artarken, okuma oranında bir artış yok. Ülkemizde insanlar günde sadece 1 dakikasını kitap okumaya ayırırken, televizyon izlemeye 6 saatini, internete ise 3 saatini ayırıyor. Türkiye, okuma alışkanlığında dünyada 86. sırada yer alıyor. 


       Bu ve benzeri üzücü durumlar üniversitelerde de geçerli. Üniversiteler eğitim-öğretim ve nitelikli insan yetiştirme gibi klasik amaç ve görevlerinin yanı sıra araştırma yapma, bilgi üretme, yayma ve koruma amaçlarını da üstlenmiş kuruluşlardır. Buna karşın üniversitelerde kitap okuma oranları oldukça düşük. Yani ülkede şaşırtıcı derecede kitap okumama alışkanlığı var. Durumun acınası olduğu şuradan belli ki; ayda 213 lira cep telefonuna, yılda 6,5 lira kitaplara ayırıyoruz!

Peki, bu insanların kitap okumamasının nedenleri neler?
Başlıca neden: Alışkanlığın olmaması.

Peki nasıl edinilir bu alışkanlık?
Eğer bu yazıyı okuyorsan zaten geç kalmamışsın demektir. İnce bir kitapla veya dergiyle azar azar okumaya başlayabilirsin. Okudukça daha fazla şeyler merak edecek, hep daha fazla kelimeye ihtiyaç duyacaksın ve bu alışkanlığın seni kütüphanelerden dahi çıkarmayacak. Hadi yine iyisin. Sanırım hayatında bir defa da olsa gazete okumuşsundur. Hiç makale okumamış olsan bile, magazin veya burçları illaki okumuşsundur. O zaman az da olsa bir şeyler okuyorsun ve şanslısın. Hadi bakalım şimdi daha fazla gazete okumaya başla. Meraklandıkça meraklan ve okudukça oku. Gazete sayfalarından aldığın huzurun daha fazlasını kitaplarda bul ve onları okumayı alışkanlık haline getir. Emin ol eline kitap alıp okuman için kendi dünyanın sahil kenarını arayacaksın.



Sevgili Nil’in de dediği gibi “Her gün oku. Her şeyi oku. Ağaç olmak nasıldır, Van Gogh olmak nasıldır, ikinci dünya savaşına katılmış olmak nasıldır öğren. Bir gün hepsi yapboz gibi birleşip sana inanılmaz gerçekleri gösterecek…” 


Bir diğer neden ise vakit ayıramamak.
Tabi ki vaktiniz kalmayabilir. Gününüzün 8 saatini çalışmaya, diğer 8 saatini uykuya, geri kalan 8 saatini ise kitap okumaya ayıramıyor olabilirsiniz. (!)
     Siz de fark ettiniz değil mi kitap okumak için 1 saat kadar bile olsa ne kadar vaktinizin kaldığını?
Evden çıkarken çantanıza bir kitap atın. İş yerinize veya okulunuza giderken, toplu taşıma kullanıyorsanız, hemen bir koltuğa oturun ve kitabınızı çıkarın. O an etrafınızdaki insanlardan ne kadar farklı olduğunuzu görecek ve onlara örnek olacaksınız. Ya da bir kafede tek başınıza oturduğunuzda kitabınızı okumaya başlayın ve aydınlanmanın tadını çıkarın.
İşte! Buyurun size vakit.         

KİTAP OKUMAK İÇİN BAHANE DEĞİL,

 FIRSATLAR ÜRETİN!


Yorumlar

Popüler Yayınlar